turizm kötü durumda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
turizm kötü durumda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Turistlerin yoluna turkuaz halı serelim!

Turizm sektörü dibe vurunca, ve bu dibe vuruşun karşılığı milyon dolarlarla ifade edilmeye başlayınca bizimkileri aldı bir telaş. Söylemeyeyim söylemeyeyim diyorum ama olmuyor maalesef, başka türlü anlatmak ne mümkün! “Türkün aklı sonradan gelirmiş” diye bir söz var ya hani, valla ben söylemedim bunu, şimdi durduk yerde vatan haini ilan etmeye falan kalkmayın da, atalarımızın dilllerinin de kemiği yokmuş ben ne yapabilirim... Ama ne güzel laf, her duruma uyuyor, turizme bile cuk oturdu baksanıza...

Yurtta savaş, dünyada savaş” diye naralar atılırken, “misliyle karşılık verilir, gereken neyse yapılır, Türk'ün gücü...” şeklinde mantık süzgecinden geçmeyen anlık kararlar alınırken, ve bu durumu alkışlarken hangi kafayı yaşıyordunuz ey turizm sektörü! Yani şimdi Ruslar gelmiyor ya, bunu fırsat bilen Ukraynalı turizm yetkililerinin “ 1 milyon kişi getiririz ama fiyatları düşürün” talebini hoş karşılamaktan başka çareniz var mı? Ya tesisleriniz boş kalacak ve siz zarar edeceksiniz, ya da “En sevdiğim millet Ukraynalılar!” diyerek önlerine kırmızı halı sereceksiniz! Ha pardon, artık protokol halısı kırmızı değil de turkuazdı değil mi! Herşey o kadar hızlı değişiyor ki canım ülkemde, halı renklerinin değişimine henüz ayak uyduramadı benim algı limitleri, mazur görünüz. Gerçi milli takım da artık turkuaz giyiyordu öyle ya! “Türk” eşittir “Turk” mantığı mıdır bu değişimin altında yatan şey, nedir bilemeyeceğim, zaten buna da kafa patlatmak istemiyorum. Ama bütün dünyada yere serilen halı rengi kırmızı iken, turkuaz da hiç hoş durmuyor diye kendi fikrimi de söyleyeyim, neyse “ben bilmem büyüklerim bilir!“ Bilmeseler niye değiştirsinler kırk yılın halı rengini değil mi ama!


Dönelim konumuza. Memurlara “tatil kartı” verilecekmiş duyduğuma göre, “iç turizmde seneye patlama yaşanacak bu sayede!” diyordu geçenlerde bir yetkili. Yani memura açık çağrı yapılıyor, “git tatile, para harca, 12 ay taksite bağla, zaten takside alışıksın!” deniliyor. İyi de neden memur? Esnafın, sgk'lı özel sektör çalışanının tatile ihtiyacı yok mu? Böyle düşünmemek lazım, bu ihtiyaç meselesi değil ki, devletimiz memuru çok düşündüğü için mi böyle bir uygulama başlatıyor?


Sen, vergi dairesinde çalışan Hikmet Bey, çok yoruldun, git de azıcık dinlen, tatil yapmazsan verimsiz çalışırsın. Al sana tatil kartı!” mı diyor devletimiz. Yoo, sadece bir “yamama” yöntemi bu. Yani giyilen gömleğin turizm kolu yanlış politikalar nedeniyle delinmiş, memura “git orayı yama” deniliyor. Bir bakıma vatan borcu gibi bir seferberlik ilan ediliyor (!) Peki neden memurlar için böyle bir uygulama talep ediyor turizmciler? Çünkü turizmci biliyor ki memurun maaşı garanti. Bugünden yarına işsiz kalacağı meçhul olan özel sektör çalışanıyla gününü zor kurtaran esnafı turizmci ne yapsın... Gördüğünüz gibi bir sorunu anlatırken diğerine zıplamamak mümkün değil bu ülkede, girift haller içindeyiz.  Turizm battı sorunundan geldik mi işçiye, esnafa ve fakirliğe!

Bu ülkenin gerçekten çivisi çıktı. Bir zamanlar özel sektörde şahane maaşlar ve zamlar vardı. Artık özel sektör “bu sene kazanamadık, zam yok” deyip işin içinden çıkabiliyor, kimse de bunu denetleyemiyor! Maaşlar yerinde sayarken tatil nedir... Turizmci tabii ki memuru tercih eder, geleceği olmayan özel sektör çalışanının neyine allasen tatil yapmak!

Ama bir de şu var, bir tane bile turizmci çıkıp da “yurtta barış, dünyada barış” olsa, komşularımızla ve tüm dünyayla iyi geçinsek, iç barışı sağlasak, böyle sıkıntılarımız olmaz” demiyor... Neden demiyor, orasını ben bilmem, nereden bileyim, bilsem nee, bilmesem neee... 

Ama turizmciye “size de müstehak bu durum kardeşim” diyenler olursa eğer, onlara da bir şey söyleyemem!

Vatana millete faydalı hayırlı tatiller, bol güneşler; dikkat edin bu güneş fazla yakıyor!