Merhaba arkadaşlar bu yazımız Mühendislik öğrencileri için kendini geliştirme rehberi hakkında olacak.
İngilizce “engineer” (mühendis) sözcüğünün kökeni “engine” sözcünden değil, Latince “ingeniatorem” sözcüğünden gelir. “Yenilik üretme konusunda yetenekli kişi” anlamındadır. Yenilik de kişinin kendini yenilemesi ile başlar. Fark yaratan, değer yaratan, etrafını değiştiren bir kişi olabilmek sanırım bunları gerektirir.
Bir mühendislik öğrencisinin öğrenim hayatı boyunca sorduğu/soracağı en yararlı soru şudur: “Kendimi nasıl geliştirebilirim?”
Bu sorunun önemi, sorulduğu zamana göre değişir. Hazırlık öğrencileri, daha olayı bilmediklerinden böyle bir sorunun varlığından bile habersizdirler. Birinci sınıf mühendis öğrencileri ise daha birinci sınıftadır, kendini geliştirmeye çokça zamanları vardır. İkinci sınıf mühendis öğrenciler temel teknik derslerin başlamasıyla hafiften silkelenmeye başlarlar. Özellikle kulüp faaliyetleri ile uğraşanlar bu dönemde kendini geliştirme konusunda biraz daha farkındalığa sahip olurlar. Üçüncü sınıflar mühendis öğrencileri, teknik derslerin zorluğu ile ilk dönemde şaşkınlığa uğrarlar. İkinci dönemde ise silkelenmenin yerini titreme alır, çünkü öğrenci hangi alanda çalışacağına karar vermek ister ama henüz sektörü tanımadığı için endişeye kapılır. Dördüncü sınıfa gelmiş kişi için ise… Bu soruyu sormak için artık çok geçtir.
Dördüncü sınıflar mühendis öğrenciler için tabi ki karamsar bir tablo çizmek istemem, sonuçta kendini geliştirmenin yaşla bir ilgisi yoktur. Ancak günümüzde iş hayatı, teknoloji, sosyal çevremiz, ekonomi, trendler vs ne derseniz deyin, her şey çok hızlı değişiyor. İş hayatı başladığı zaman bu hızı takip etmek gerçekten çok zor olur. Bunun için en ideali, kendini geliştirme konusunu tüm üniversite hayatına yaymaktır.
Kendini geliştirmenin ilk koşulu, bilmediğimizi bilmektir. Doğru bilgiye ulaşmak kolaydır, yeter ki o bilgiye ihtiyacımız olduğunu bilelim ve araştıralım. Günümüzde bilgiye ulaşmak konusunda bir sıkıntımız yok. Hocalar bazen derste, kendi dönemlerindeki kitap yokluğundan yakınırlar. Günümüzde gerek Türkçe, gerek çeviri olsun, çok başarılı teknik kitapları kolayca bulabiliyoruz. Onun dışında internet artık her an elimizin altında. Dolayısıyla bir mühendislik öğrencisinin öğrenememe konusunda bir mazereti olamaz ve olmamalı.
Şimdi kendini hangi konularda, nasıl geliştireceğini öğrenmek isteyen mühendislik öğrencileri için 3 maddelik bir reçete yazıyorum. Bu reçeteyi uygulayın ve ne kadar harika bir mühendis olduğunuza inanamayın!
1. Mesleki ve teknik gelişim
Unutmayın; mühendis, bilimsel ve teknolojik esaslara göre ortaya ürün, sistem ve süreç çıkaran kişidir. İster teknik alanda çalışın ister satış, mesleğin esaslarını iyi bir şekilde bilmelisiniz. Bunun da üç yolu var; okumak, araştırmak ve uygulamak. Okumak ve araştırmak konusunda sıkıntımız olmaması gerektiğinden yukarıda bahsetmiştim, kitaplar ve internet bizleri bekliyor. Ama uygulama konusu biraz bizi zorlayabilir. Bunun da iki yolu var:
***Proje ödevlerini ve bitirme tezini uygulama konusu olarak almak.
*** Öğrenci kulüplerinin proje çalışma gruplarına katılmak.
Uygulama hem mühendislik nosyonumuzun gelişmesini sağlar hem de yeni bilgiler öğrenmek için bizleri zorlar. Üç fazlı transformatörün ne olduğunu araştırmak yerine tasarımını ve simülasyonunu yapmak, bir mahallenin OG dağıtım şebekesini çizmek, motor kontrol devresi tasarlamak ve uygulamak, standart ve yönetmeliklere göre bir binanın iç tesisat ve aydınlatmasını çizmek vs hangi konu ile ilgileniyorsanız mutlaka uygulamasını yapın. Ayrıca öğrenci kulüplerindeki güneş arabası ekipleri, robot takımları vs gibi gruplar da pratik bilgimizin artması ve takım çalışması duygumuzun gelişmesi için harika ortamlardır.
2. iş hayatına hazırlık
İş hayatı, mühendisler için tabi ki sadece teknikten, projeden vs ibaret değildir. Sorumluluk alma, ekip çalışması ve liderlik gibi özelliklerimizin de gelişmiş olması gerekir. Bu özellikler bazı insanlarda doğal olarak ortaya çıkmış olabileceği gibi bazılarımızda hiç olmayabilir. Ancak bana göre bu özellikler gerekli ortam şartlarında ve kendimizi eğiterek kazanılabilir ve kazanılmalıdır da… İş hayatında önemli sorumluluklar alırız, ekiplerle çalışırız ve onları yönetiriz. Bu özellikleri üniversite yıllarında kazanmak için en uygun ortamlar, öğrenci kulüpleridir. Bir öğrenci kulübünde sorumluluk alırsın, bir ekibe dahil olursun ve kendine yeterince güveniyorsan o ekibi yönetirsin. Bu haliyle etkin bir öğrenci kulübü, iş hayatının küçük bir simülasyonudur. Burada yaptığınız hatalar, size kendinizi geliştirmek için bir fırsat verir. İş hayatında yaptığınız hatalar ise çoğu zaman başarısızlık olarak size geri döner.
3. Sektörel görgü ve bilgi
İş görüşmelerinde bizi öne çıkaracak bir bilgi de sektör ve o şirket hakkında bildiklerimizdir. Çalışmak istediğimiz firma ve onun yer aldığı sektör hakkında hiçbir fikrimizin olmaması, bizi işverenin gözünde pek hoş göstermez. Öğrencilik yıllarında çalışmak istediğimiz sektörler hakkında bilgi sahibi olmak, hangi firmanın ne ürettiğini bilmek bizlere avantaj sağlar. Bunu yapabilmenin tek yolu seminer, panel, fuar gibi teknik etkinlikleri takip etmektir. Bu gibi etkinliklerin bir diğer avantajı ise, mühendislik anlamında gerçekte ne olup bittiğini, nelerin uygulandığını bizlere göstermesidir. Sonuçta, okulda gördüğümüz müfredat yıllardır değişmiyor. Ohm kanunu 150 yıldan fazladır değişmedi. Elektromanyetik alanların oluşumu konusunda yeni bir teori Maxwell’den bu yana gelmedi. Ancak sanayi ve sektör aynı temel esasları kullanmakla birlikte sürekli kendini yeniliyor ve gelişiyor. Bir mühendis olarak bu gelişmeyi zamanında takip etmek bizi farklı kılacak olan noktadır. Aslında herkesin takip etmesi gerekiyor ama biliyoruz ki herkes etmeyecek. En azından bu yazıyı okumamış olanlar… : )
....Alıntıdır....
İngilizce “engineer” (mühendis) sözcüğünün kökeni “engine” sözcünden değil, Latince “ingeniatorem” sözcüğünden gelir. “Yenilik üretme konusunda yetenekli kişi” anlamındadır. Yenilik de kişinin kendini yenilemesi ile başlar. Fark yaratan, değer yaratan, etrafını değiştiren bir kişi olabilmek sanırım bunları gerektirir.
Bir mühendislik öğrencisinin öğrenim hayatı boyunca sorduğu/soracağı en yararlı soru şudur: “Kendimi nasıl geliştirebilirim?”
Bu sorunun önemi, sorulduğu zamana göre değişir. Hazırlık öğrencileri, daha olayı bilmediklerinden böyle bir sorunun varlığından bile habersizdirler. Birinci sınıf mühendis öğrencileri ise daha birinci sınıftadır, kendini geliştirmeye çokça zamanları vardır. İkinci sınıf mühendis öğrenciler temel teknik derslerin başlamasıyla hafiften silkelenmeye başlarlar. Özellikle kulüp faaliyetleri ile uğraşanlar bu dönemde kendini geliştirme konusunda biraz daha farkındalığa sahip olurlar. Üçüncü sınıflar mühendis öğrencileri, teknik derslerin zorluğu ile ilk dönemde şaşkınlığa uğrarlar. İkinci dönemde ise silkelenmenin yerini titreme alır, çünkü öğrenci hangi alanda çalışacağına karar vermek ister ama henüz sektörü tanımadığı için endişeye kapılır. Dördüncü sınıfa gelmiş kişi için ise… Bu soruyu sormak için artık çok geçtir.
Dördüncü sınıflar mühendis öğrenciler için tabi ki karamsar bir tablo çizmek istemem, sonuçta kendini geliştirmenin yaşla bir ilgisi yoktur. Ancak günümüzde iş hayatı, teknoloji, sosyal çevremiz, ekonomi, trendler vs ne derseniz deyin, her şey çok hızlı değişiyor. İş hayatı başladığı zaman bu hızı takip etmek gerçekten çok zor olur. Bunun için en ideali, kendini geliştirme konusunu tüm üniversite hayatına yaymaktır.
Kendini geliştirmenin ilk koşulu, bilmediğimizi bilmektir. Doğru bilgiye ulaşmak kolaydır, yeter ki o bilgiye ihtiyacımız olduğunu bilelim ve araştıralım. Günümüzde bilgiye ulaşmak konusunda bir sıkıntımız yok. Hocalar bazen derste, kendi dönemlerindeki kitap yokluğundan yakınırlar. Günümüzde gerek Türkçe, gerek çeviri olsun, çok başarılı teknik kitapları kolayca bulabiliyoruz. Onun dışında internet artık her an elimizin altında. Dolayısıyla bir mühendislik öğrencisinin öğrenememe konusunda bir mazereti olamaz ve olmamalı.
Şimdi kendini hangi konularda, nasıl geliştireceğini öğrenmek isteyen mühendislik öğrencileri için 3 maddelik bir reçete yazıyorum. Bu reçeteyi uygulayın ve ne kadar harika bir mühendis olduğunuza inanamayın!
1. Mesleki ve teknik gelişim
Unutmayın; mühendis, bilimsel ve teknolojik esaslara göre ortaya ürün, sistem ve süreç çıkaran kişidir. İster teknik alanda çalışın ister satış, mesleğin esaslarını iyi bir şekilde bilmelisiniz. Bunun da üç yolu var; okumak, araştırmak ve uygulamak. Okumak ve araştırmak konusunda sıkıntımız olmaması gerektiğinden yukarıda bahsetmiştim, kitaplar ve internet bizleri bekliyor. Ama uygulama konusu biraz bizi zorlayabilir. Bunun da iki yolu var:
***Proje ödevlerini ve bitirme tezini uygulama konusu olarak almak.
*** Öğrenci kulüplerinin proje çalışma gruplarına katılmak.
Uygulama hem mühendislik nosyonumuzun gelişmesini sağlar hem de yeni bilgiler öğrenmek için bizleri zorlar. Üç fazlı transformatörün ne olduğunu araştırmak yerine tasarımını ve simülasyonunu yapmak, bir mahallenin OG dağıtım şebekesini çizmek, motor kontrol devresi tasarlamak ve uygulamak, standart ve yönetmeliklere göre bir binanın iç tesisat ve aydınlatmasını çizmek vs hangi konu ile ilgileniyorsanız mutlaka uygulamasını yapın. Ayrıca öğrenci kulüplerindeki güneş arabası ekipleri, robot takımları vs gibi gruplar da pratik bilgimizin artması ve takım çalışması duygumuzun gelişmesi için harika ortamlardır.
2. iş hayatına hazırlık
İş hayatı, mühendisler için tabi ki sadece teknikten, projeden vs ibaret değildir. Sorumluluk alma, ekip çalışması ve liderlik gibi özelliklerimizin de gelişmiş olması gerekir. Bu özellikler bazı insanlarda doğal olarak ortaya çıkmış olabileceği gibi bazılarımızda hiç olmayabilir. Ancak bana göre bu özellikler gerekli ortam şartlarında ve kendimizi eğiterek kazanılabilir ve kazanılmalıdır da… İş hayatında önemli sorumluluklar alırız, ekiplerle çalışırız ve onları yönetiriz. Bu özellikleri üniversite yıllarında kazanmak için en uygun ortamlar, öğrenci kulüpleridir. Bir öğrenci kulübünde sorumluluk alırsın, bir ekibe dahil olursun ve kendine yeterince güveniyorsan o ekibi yönetirsin. Bu haliyle etkin bir öğrenci kulübü, iş hayatının küçük bir simülasyonudur. Burada yaptığınız hatalar, size kendinizi geliştirmek için bir fırsat verir. İş hayatında yaptığınız hatalar ise çoğu zaman başarısızlık olarak size geri döner.
3. Sektörel görgü ve bilgi
İş görüşmelerinde bizi öne çıkaracak bir bilgi de sektör ve o şirket hakkında bildiklerimizdir. Çalışmak istediğimiz firma ve onun yer aldığı sektör hakkında hiçbir fikrimizin olmaması, bizi işverenin gözünde pek hoş göstermez. Öğrencilik yıllarında çalışmak istediğimiz sektörler hakkında bilgi sahibi olmak, hangi firmanın ne ürettiğini bilmek bizlere avantaj sağlar. Bunu yapabilmenin tek yolu seminer, panel, fuar gibi teknik etkinlikleri takip etmektir. Bu gibi etkinliklerin bir diğer avantajı ise, mühendislik anlamında gerçekte ne olup bittiğini, nelerin uygulandığını bizlere göstermesidir. Sonuçta, okulda gördüğümüz müfredat yıllardır değişmiyor. Ohm kanunu 150 yıldan fazladır değişmedi. Elektromanyetik alanların oluşumu konusunda yeni bir teori Maxwell’den bu yana gelmedi. Ancak sanayi ve sektör aynı temel esasları kullanmakla birlikte sürekli kendini yeniliyor ve gelişiyor. Bir mühendis olarak bu gelişmeyi zamanında takip etmek bizi farklı kılacak olan noktadır. Aslında herkesin takip etmesi gerekiyor ama biliyoruz ki herkes etmeyecek. En azından bu yazıyı okumamış olanlar… : )
....Alıntıdır....
Anda baru saja membaca artikel yang berkategori Anasayfa |
Geçmiş Gönderiler |
Görev |
İlerleme |
İş |
İş hayatı |
Kariyer |
Makina |
Makine |
Mesleki gelişim |
Mühendis
dengan judul Mühendislik Öğrencileri İçin Kendini Geliştirme Rehberi . Jika kamu suka, janganlike dan bagikan keteman-temanmu ya... By : En Kolay Yolu
Ditulis oleh:
Adsız -
Belum ada komentar untuk "Mühendislik Öğrencileri İçin Kendini Geliştirme Rehberi "
Yorum Gönder