Bazen anlamak, satır aralarını okumak insanı o kadar yoruyor ki! Günlerdir içimdeki öteki benle konuşup duruyorum. Daha doğrusu ben istemiyorum, o ısrarla bana herşeyi gösteriyor. İncir çekirdeğini doldurmayacak saçma dedikodular yüzünden yıllarca küs olan ve cenaze nedeniyle birbirlerine sarılan bir baba kızı gösteriyor mesela. “Bak” diyor, “Cenaze kalksın, yine küsmeye devam edecekler” diyor. Sonra yüneticisine yalakalık yapan salak mı salak bir çalışanı gösteriyor: “Bak” diyor, “Yönetici arkasını dönünce nasıl da atıp tutmaya başlayacak!” Sonra parti başkanı değiştikçe eğilme açısını yeni başkana doğru çeviren vekilleri gösteriyor: “Bak” diyor, “Bu başkan düne kadar mükemmeldi, bak alaşağı edilince yüzüne bakan kalmadı” diyor. Bir sürü birilerini gösteriyor, biraz o taraftan biraz bu taraftan, hiçbiri ile hemhal olamıyorum ne yalan söyleyeyim, sadece yoruyor bütün bunlar beni.
“Bana ne, ne yaparlarsa yapsınlar, kafaları yok mu onların, kafalarını kullansınlar” diyorum, “yeter artık, anlatma böyle şeyleri” diyorum, “duyarsız mısın?” diyor. “Evet duyarsızım, hatta bu saatten sonra en bi öz bi duyarsızım, ne yapabilirsin ki” diyorum. Susuyormuş gibi yapıyor da susmuyor yine de...
Böyle film seyreder gibi seyrediyorum olan biteni. Dün akşam mesela şaşırdım televizyonda görünce. Milli Takım bir Avrupa turnuvası mı bir şeye katılıyormuş bu sene. Dakikalarca süren Fatih Terim'li bir reklam çekmişler. Adam başarılı, gerçekten başarılı. Yani ne yapıp edip bir şekilde başarıyor. Böyle insanlar var, kendini işine adamış, başarıya doymayan, bütün dünyayı yönetmeye çalışan birileri var. Hemen hemen hepsinde aynı çakmak çakmak bakışları görüyorum; duygusu olmayan, birbirine benzeyen, ürkütücü bakışlar! İktidarın başındakiyle ana muhalefetin başındaki aynı gözlerle bakıyor mesela. Üvey annenin sahte bakışı neyse, Fatih Terim'de de o bakış var! Ben hiçbirinin gözüne bakamıyorum. Bu kadar başarı hırsı ile dolu olan, bu kadar egosu yüksek olan insanlar beni ürkütüyor.
İçimdeki ses hiç durmuyor, konuşuyor da konuşuyor. İşaret ettiği şeylerin bazılarına çok üzülüyorum, mesela her gün terör var artık bu güzel ülkede. Ölenler için birileri “şehit olmak çok güzel bir şey” diyor ve binlerce korumayla zırhlı araçlarla gezmeye devam ediyor. Öte yandan devletin parası bitmiş, bütün çalışanlardan her ay 100'er lira kesecekmiş güya bir şey sigortası için, derdi fon toplamak! Almanya ile ilişkiler kopma noktasına gelmiş, “bak bak” diyor, “Rusya ile aramız bozuldu, turizm ve bavul ticareti göçtü, şimdi de Almanya ile bozulacak, tekstil hepten bitecek” diyor. “Ne yapabilirim” diyorum, “demokrasi böyle bir şey” diyorum. Yine de durmuyor, “Geçen gün İsviçre'de referandum oldu, konu çalışsın çalışmasın herkese 2500 dolar garanti maaş verilsin mi konusuydu, %78 oranında hayır oyu çıktı. İsviçreliler bu maaş yüzünden tembellik oluşur, hem çok göçmen gelir, istemiyoruz maaş demişler” diyor. “Demokrasi” işte diyorum, susuyorum.
İçimdeki ses çok fena bu aralar, hem görüyor, hem konuşuyor, hem de sustukça susuyor!
Hayır olsun, güzele evrilsin bütün bunlar...
Anda baru saja membaca artikel yang berkategori iç döküş |
içimdeki ses |
PSİŞİK HALLER
dengan judul İçimdeki ses susmak bilmiyor!. Jika kamu suka, janganlike dan bagikan keteman-temanmu ya... By : En Kolay Yolu
Ditulis oleh:
Adsız -
Belum ada komentar untuk "İçimdeki ses susmak bilmiyor!"
Yorum Gönder