İş hayatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İş hayatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İçten Yanmalı Motorlarda Aşırı Doldurma



Günümüzde araç kullanıcıları, performansa önem göstermekle birlikte yakıt ekonomisini de dikkate almaktadırlar. Kullanıcıların daha bilinçli kesimi ise bunların beraberinde, doğayı kirletmemek adına güzel ve önemli tedbirler peşindedirler. Bu hususa çözüm olarak günümüzde içten yanmalı motorlarda aşırı doldurma örneklerini görebiliriz.

İçten yanmalı motorlarda aşırı doldurma sistemleri, aracın verimini arttırmaya yönelik çalışırlar.  Bu sistemler, yakıtın, yanma odasında daha yüksek oranlarda yanmasını, böylece dışarı atılan yanmamış yakıt miktarının azalmasını sağlar. Yani 1 birim akaryakıttan alınan enerji artar ve istenen enerji için gereken birim akaryakıt miktarı azalır.

içten yanmalı motorlarda aşırı doldurma uygulamalarının en yaygın örnekleri, turbosarj ve süpersarjdır. Basit olarak, bu sistemlerin çalışma prensibi yanma odasına basınçlı(sıkıştırılmış) hava basarak yanma verimini arttırmaktır.

Turbosarj, esas olarak egzoz gazının basıncıyla tahriklenir ve aynı mil üzerine monte edilmiş iki adet türbin çarkından oluşur. Bunlardan birisi egzoz manifoltundan çıkan gazlar ile beslenerek ana mili döndürür. Milden hareket elde eden diğer çark, yanma odasına hava basarak işlemin gerçekleşmesini sağlar. Basit ve etkili bir sistemdir. Fakat bu sistem yeterli egzoz gazı basıncını elde edilemediği takdirde çalışamaz. Bu demektir ki sistemin devreye girebilmesi için belli bir motor devri gereklidir. Bu devir ortalama olarak 2500rpm dir. Sistem devreye girene kadar araç normal performans seyrinde çalışır ve sıfır rpm den set değerine kadar olan aralık  ‘turbo boşluğu’ olarak anılır. Çalışmalar, sadece turbo sistemli bir araçta bu boşluğu mümkün oldukça düşük devirlerde setlemek yönündedir. Turbosarj sistemleri yaygın olarak dizel araçlarda kullanılsa da günümüzde benzinli araçlarda da rastlanılan örnekleri mevcuttur.

Süpersarj, direk krank milinden tahrik alan bir kompresördür. Krank mili devrine başladığından itibaren süpersarj devreye girer ve yanma odasına hava basmaya başlar. Bu sistemin boşluğu yoktur ve bu büyük bir avantajdır. Kompresörün krank milinden tahrik alıyor olması motoru bir miktar zorladığından, süpersarj sisteminin başlı başına sağladı yakıt tasarrufunu bir miktar düşürür. Bu sebeple günümüzde süpersarj ve turbosarjın birlikte kullanıldığı motorlar mevcuttur. Bahsettiğimiz turbo boşluğu boyunca süpersarj devrededir ve turbo yeterli basınca ulaşınca kendisi devreye girer. Bu sistem çok kullanışlı olup, aracın sürekli yüksek performans ve düşük yakıtta kullanabilirliğini sağlar.

Bu sistemlere, yardımcı bir sistem olarak intercooler sisteminden bahsedebiliriz. Intercooler turbo ile yanma odası arasında bulunan bir ünitedir. Basıncı artmış hava intercooler’a girer ve burada bir miktar soğutularak yanma odasına gönderilir. Bunun sebebi ideal gaz denklemi ve yoğunluk eşitliği ile açıklanabilir. Basıncı artan havanın sıcaklığı da artar ve ısınan hava genleşir. Hacim artışından dolayı ise yoğunluk azalır. Böylece yanma odasında, birim hacim başına düşen hava miktarı da azalmış olur. Intercooler havayı sabit basınçta soğutarak hacmi bir bir miktar düşürmüş olur ve yoğunluğu artırır.

Intercooler havayı sabit basınçta soğutarak hacmi bir bir miktar düşürmüş olur ve yoğunluğu artırır.
Günümüzde araç alımı konusunda çok fazla çeşit ve alternatif mevcuttur. Dış görünüşten daha çok teknik detaylara önem verilmesi daha mantıklı olacaktır. Yeni bir araç alırken, aracın yakıt ekonomisi ve çevreye verdiği zararın minimum olması, atlanmaması gereken bir parametredir. Bu konuya teknolojinin getirdiği çözümler göz ardı edilmemelidir.

Mühendislik Yönetimi Nedir

AR-GE yönetimi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sanayinin en önemli parçasıdır. Şirketlerin Dünya üzerinde etkin role sahip olması, temsil edilen ülkenin teknoloji ve inovasyon da üstün kılması için AR-GE çalışmalarının olması gerekir. Ülkemizde verilen önem her geçen yıl artmakta olup, disiplin ve özveriyle şirketlerin başarıları artmaktadır.

Yıllardır bu çalışmaların yavaş ilerlemesinin en büyük nedenlerinden biri AR-GE sürecinin zor ve pahalı bir süreç olmasıydı. Bunun yanı sıra üstün düzeyde bu iş için eğitimli mühendislerin ve teknik elemanları azlığı da yadırganamaz. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu AR-GE yatırım ve teşvikleri devlet tarafından son zamanlarda ciddi şekilde desteklenmektedir. Önde gelen yatırımcılarımız ve şirketlerimiz artık bu sürecin zorunlu varlığını hissetmiş, çalışmalara hız vermiştir.

Eğitimli mühendisin ve teknik personelin oluşmasıyla AR-GE süreci ciddi bir çalışma alanı bulmuştur. Bu açığı kapatmak adına Mühendislik Yönetimi Lisansüstü eğitim düzeyinde eleman yetiştirmektedir.

Mühendislik Yönetimi



Mühendislik yönetimi, mühendis veya teknik personelin proje ve tasarımlarını yönetmek için gerekli olan eğitim almasıdır. Proje yönetimi gibi fonksiyonel yönetimleri de tarif etmek için kullanılır. Mühendis yöneticileri, mühendis ekibini yönetmek için kullanılan hem genel yönetim hem de mühendislik disiplinlerinde eğitimli ve deneyimli olması gerekir.

Mühendislik yönetimi bölümü, 1908 yılında Stevens Teknoloji Enstitüsü İşletme Mühendisliği bölümünde kurulmuştur. İlk kez bölüm olarak 1967 yılında eski adıyla Missouri Rolla Üniversitesi yeni adıyla Missouri Bilim ve Teknoloji Üniversitesinde kurulmuştur.
Amerika dışında ilk olarak Almanya Berlin’de 1927 yılında kurulmuştur. Türkiye’de ise ilk defa 1982 yılında lisans ve lisansüstü eğitim sunan İstanbul Teknik Üniversitesinde oluşturulmuştur.
Akademik düzeyde verilen nicel ve nitel yönetim dersleri mühendis yöneticileri yetiştirmektedir. Özellikle 3 alanda çalışma alanı: inovasyon ve stratejik yönetim, ürün ve hizmet işlemleri için analiz yönetimi, ürün ve proje yönetimi vardır.

Kısaca Mühendislik Yönetimi, bilim insanı ve mühendislerin, AR-GE yönetiminin, teknoloji süreçlerini kısaca stratejik ve operasyonel kararlar ile üst düzey yönetici olmak isteyenler için
Endüstri mühendisliği ve sosyal bilimlerin disiplinlerarası iş alanıdır.

Mezun Olacak Mühendislere Tavsiyeler

Bir bahar dönemine daha başlangıç yaptık. Son sınıf olan arkadaşlar artık son viraja girdiler ve yavaş yavaş 4 yıldır evi bildikleri okullarında artık misafir konumuna geçiyorlar.

Bir mühendislik öğrencisinin okul hayatı çok hareketli geçer. Genelde Dersleri alttan almalar, üstten vermeler, bütler, yaz okulları v.s.

Ama geriye dönüp baktığınızda göreceğiniz şey bu sıkıntılar olmayacaktır. Gördüğünüz şey samimi dostluklar, unutulmaz anılar, zor bir hayat sınavı ve tabi ki diplomanız.

Diploma demişken sahi okul bittikten sonra ne olacak? İşte işin düğüm noktası burası; mezuniyet balosu, sonra genel tören derken okulunuzdan bir çıkış belgesi alacaksınız vee döneceksiniz evinize. İşte arkadaşlar şimdiden ne yapacağınızı kararlaştırmanız ileride yapacağınız işlerle ilgili vakit kazanmanıza neden olacaktır.

Mezun olduktan sonra karşınıza birkaç seçenek çıkacak;

“Mezun olunca hemen piyasaya atılacağım ve çalışacağım” diyen arkadaşlar,öncelikle askerliği halletmeniz gerekli. Bugün tüm sektörler “askerlikle ilişkisi olmayan” mühendis arıyorlar. Nedeni de basit, tam işi öğrendiniz artık okul bilgileri ile piyasa bilgileri birleşip sizden tam randıman alınacakken kapınız çalınır ve askere çağırılırsınız.  Bu da firmanın yetiştirdiği elemanının elinden gitmesi demek. Unutulmaması gerekilen önemli bir kısımda şudur; Eğer fikriniz bu yönlü ise çıkış belgenizi aldıktan sonra az bir süre tatilinizi yapın ve hemen gidip askerlik işlemlerinizi başlatın. Zaten başvurunuzdan ileri bir tarihte gideceksiniz. Birde durduk yerde gideceğiniz tarihe kadar beklemeyin boşuna.

Diğer bir seçenekte “yok arkadaş hazır hızlanmışken devam edelim” diyerek yüksek lisansa edilen niyettir. Bir master öğrencisi olarak şunu açık bir biçimde söyleyebilirim ki yüksek lisans apayrı bir şey. Bir defa lisanstaki herşeyi biliyor olarak varsayılıyorsunuz. Bazen konuları sizin kendi başınıza çalışıp anlayıp anladığınızıda ispat etmeniz gerekebilir. Artık o meşhur bilimsel makalelerin de içerisine yavaş yavaş dalıyorsunuz. Daha çok projeler üzerinde çalışıyorsunuz. Alanınız belli oluyor ve artık siz o iş’te “uzman” sıfatına erişmeye çalışıyorsunuz. Tabiki kolay olmayacak. Çünkü siz akademisyenliğin ilk basamağındasınız. Son olarak eğer böyle bir niyetiniz varsa kesinlikle ara vermeden hemen yapmalısınız aksitaktirde soğursunuz ve aynı randımanı elde edemeyebilirsiniz.

Son olarak genelde tercih edilen yollardan birisi de KPSS’ye girip devlet kadrosunda mühendis olmak. Bunu söyleyince aklıma eski bir hocamızın sözü geliyor; ”arkadaşlar devlet kadroları doldu size yer yok özel sektör sizleri bekliyor” demişti. Haksızda sayılmaz hani. Bugün bazı mühendislikler haricinde diğer alanlar 90 puan ve üzeri istiyor. Sıkı bir çalışma ve hatta dershane desteği gerekebilir.

Benim mezun olacak mühendislere tavsiyeler  immi? Ben bugünlerde mezun olmaya hazırlanan arkadaşlara şunu belirtmek istiyorum. Her mühendislik öğrencisinin kafasında basit yada karmaşık bir fikir bir hayal vardır. Bugün bilim sanayi ve teknoloji bakanlığı, tübitak, kosgeb, kalkınma ajansları, ekonomi bakanlığı, özel teşebbüsler ve bunun gibi birçok kurum fikirlere değer veriyor ve size bunu gerçekleştirmek için bazı “destek programları-hibeler” veriyor.  Bu gibi unsurlar bir mühendis tarafından iyi değerlendirilip girişimci yönü olan arkadaşlara büyük avantajlar sağlayabilir.

Sonuç olarak tüm arkadaşlara şimdiden hayatlarının kalan kısmında başarılar dilerim. Unutmamanız gereken şeyler etik değerleriniz, hedefleriniz, prensiplerinizdir…

(alıntıdır)

Hidrolik ve Pnömatik Sistemler


Akışkanlar basınç altında tutulabilir, borularla iletilebilir, basınç kullanarak eyleyicilerde (mekanik sistemlerde makinenin hareket etmesini sağlayan motor, pnömatik ve hidrolik gibi elemanların tamamı) kuvvet uygulanabilir, hareket elde edilir ve iş yapabilir. Enerjinin aktarımında ortam olarak sıvı kullanan sistemler hidrolik sistemler, gaz kullanan sistemlere de pnömatik sistemler olarak adlandırılmaktadır.

                                      Hidrolik Ve Pnömatik Sistemler Nedir

pnömatik

Bir hidrolik veya pnömatik sistemi oluşturan temel elemanlar aşağıda sıralanmıştır.
  • Yağ deposu veya hava kaynağı
  • Borulama sistemi
  • Enerji aktarma ortamı (akışkan)
  • Enerji çeviriciler (pompa veya kompresörler)
  • Denetim elemanları
  • Eyleyiciler
Tipik bir hidrolik veya pnömatik sistemin temel elemanları ve yapısı gösterilmektedir. Bu elemanların yapısı, kullanım özellikleri ve sistem bağlantıları ile ilgili bilgileri içeren çeşitli yayınlar bulunmaktadır. Mikro işlemci ve elektromanyetik denetimli valfler kullanarak hidrolik ve pnömatik teknolojide otomasyonu sağlamak hassas konumlama ve kuvvet uygulamaları ile esneklik özelliğini birleştirmek mümkündür. Elektrik sistemlerinde olduğu gibi uzman kuruluşlarca tasarlanan ve üretilen hidrolik ve pnömatik sistemin elemanları çeşitli piyasa koşullarında her zaman bulunabilmektedir. Elektrik motorları ile karşılaştırıldığında hidrolik ve pnömatik sistemler de gücün geniş bir sistem içinde dağılımı ve çok sayıda uygulamada beraberce kullanımı mümkündür. Örneğin, elektrik motorları genellikle bir uygulama ile sınırlı kalmaktadır. Ayrıca hidrolik motorlar güç/ağırlık ve güç/boyut oranları açısından elektrik motorlarından önemli ölçüde üstündür.


hidrolik


Akışkan gücü kullanan eyleyiciler genellikle tümleşik bir paket içinde akıllı denetim özellikleri, verimli güç kaynakları ve bilgisayar denetimli duyucular içerirler. uygulamaların çoğunda denetim hızı ön plana çıkmaktadır. Elektrohidrolik servovalflerde programlanabilir denetleyiciler de, arayüz elemanlarında ve donanım sistemlerinde son yıllarda yaşanan gelişmeler sonucunda denetim hızlarında önemli ilerlemeler katedilmiştir. Modern denetim sistemlerinin gelişmesi ile akışkan sistem elemanlarının daha esnek ve verimli biçimde kullanılması mümkün olmuştur.

Akışkan güç kullanan sistemler, yüksek güçlerdeki küçük boyutlar ve düşük ağırlıkları nedeni ile takım tezgahlarında, robotlarda ve uçaklarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Hidrolik sistemlerde kullanılan sıvılar ( genellikle hidrokarbon türevi yağlardır) sıkıştırılabilir olmadığından hareketin istenmediği veya değişken yük uygulamaları altında daha uygun olmaktadır. Elektrik kıvılcımları veya arklarının tehlikeli olabileceği ortamlarda ise pnömatik sistemler kullanılmaktadır.

Mühendislik Öğrencileri İçin Kendini Geliştirme Rehberi

Merhaba arkadaşlar bu yazımız Mühendislik öğrencileri için kendini geliştirme rehberi hakkında olacak.
İngilizce “engineer” (mühendis) sözcüğünün kökeni “engine” sözcünden değil, Latince “ingeniatorem” sözcüğünden gelir. “Yenilik üretme konusunda yetenekli kişi” anlamındadır. Yenilik de kişinin kendini yenilemesi ile başlar. Fark yaratan, değer yaratan, etrafını değiştiren bir kişi olabilmek sanırım bunları gerektirir.
 
Bir mühendislik öğrencisinin öğrenim hayatı boyunca sorduğu/soracağı en yararlı soru şudur: “Kendimi nasıl geliştirebilirim?”
Bu sorunun önemi, sorulduğu zamana göre değişir. Hazırlık öğrencileri, daha olayı bilmediklerinden böyle bir sorunun varlığından bile habersizdirler. Birinci sınıf mühendis öğrencileri ise daha birinci sınıftadır, kendini geliştirmeye çokça zamanları vardır. İkinci sınıf mühendis öğrenciler temel teknik derslerin başlamasıyla hafiften silkelenmeye başlarlar. Özellikle kulüp faaliyetleri ile uğraşanlar bu dönemde kendini geliştirme konusunda biraz daha farkındalığa sahip olurlar. Üçüncü sınıflar mühendis öğrencileri, teknik derslerin zorluğu ile ilk dönemde şaşkınlığa uğrarlar. İkinci dönemde ise silkelenmenin yerini titreme alır, çünkü öğrenci hangi alanda çalışacağına karar vermek ister ama henüz sektörü tanımadığı için endişeye kapılır. Dördüncü sınıfa gelmiş kişi için ise… Bu soruyu sormak için artık çok geçtir.

Dördüncü sınıflar mühendis öğrenciler için tabi ki karamsar bir tablo çizmek istemem, sonuçta kendini geliştirmenin yaşla bir ilgisi yoktur. Ancak günümüzde iş hayatı, teknoloji, sosyal çevremiz, ekonomi, trendler vs ne derseniz deyin, her şey çok hızlı değişiyor. İş hayatı başladığı zaman bu hızı takip etmek gerçekten çok zor olur. Bunun için en ideali, kendini geliştirme konusunu tüm üniversite hayatına yaymaktır.



Kendini geliştirmenin ilk koşulu, bilmediğimizi bilmektir. Doğru bilgiye ulaşmak kolaydır, yeter ki o bilgiye ihtiyacımız olduğunu bilelim ve araştıralım. Günümüzde bilgiye ulaşmak konusunda bir sıkıntımız yok. Hocalar bazen derste, kendi dönemlerindeki kitap yokluğundan yakınırlar. Günümüzde gerek Türkçe, gerek çeviri olsun, çok başarılı teknik kitapları kolayca bulabiliyoruz. Onun dışında internet artık her an elimizin altında. Dolayısıyla bir mühendislik öğrencisinin öğrenememe konusunda bir mazereti olamaz ve olmamalı.
Şimdi kendini hangi konularda, nasıl geliştireceğini öğrenmek isteyen mühendislik öğrencileri için 3 maddelik bir reçete yazıyorum. Bu reçeteyi uygulayın ve ne kadar harika bir mühendis olduğunuza inanamayın!

1. Mesleki ve teknik gelişim
Unutmayın; mühendis, bilimsel ve teknolojik esaslara göre ortaya ürün, sistem ve süreç çıkaran kişidir. İster teknik alanda çalışın ister satış, mesleğin esaslarını iyi bir şekilde bilmelisiniz. Bunun da üç yolu var; okumak, araştırmak ve uygulamak. Okumak ve araştırmak konusunda sıkıntımız olmaması gerektiğinden yukarıda bahsetmiştim, kitaplar ve internet bizleri bekliyor. Ama uygulama konusu biraz bizi zorlayabilir. Bunun da iki yolu var:
***Proje ödevlerini ve bitirme tezini uygulama konusu olarak almak.
*** Öğrenci kulüplerinin proje çalışma gruplarına katılmak.
Uygulama hem mühendislik nosyonumuzun gelişmesini sağlar hem de yeni bilgiler öğrenmek için bizleri zorlar. Üç fazlı transformatörün ne olduğunu araştırmak yerine tasarımını ve simülasyonunu yapmak, bir mahallenin OG dağıtım şebekesini çizmek, motor kontrol devresi tasarlamak ve uygulamak, standart ve yönetmeliklere göre bir binanın iç tesisat ve aydınlatmasını çizmek vs hangi konu ile ilgileniyorsanız mutlaka uygulamasını yapın. Ayrıca öğrenci kulüplerindeki güneş arabası ekipleri, robot takımları vs gibi gruplar da pratik bilgimizin artması ve takım çalışması duygumuzun gelişmesi için harika ortamlardır.

2. iş hayatına hazırlık
İş hayatı, mühendisler için tabi ki sadece teknikten, projeden vs ibaret değildir. Sorumluluk alma, ekip çalışması ve liderlik gibi özelliklerimizin de gelişmiş olması gerekir. Bu özellikler bazı insanlarda doğal olarak ortaya çıkmış olabileceği gibi bazılarımızda hiç olmayabilir. Ancak bana göre bu özellikler gerekli ortam şartlarında ve kendimizi eğiterek kazanılabilir ve kazanılmalıdır da… İş hayatında önemli sorumluluklar alırız, ekiplerle çalışırız ve onları yönetiriz. Bu özellikleri üniversite yıllarında kazanmak için en uygun ortamlar, öğrenci kulüpleridir. Bir öğrenci kulübünde sorumluluk alırsın, bir ekibe dahil olursun ve kendine yeterince güveniyorsan o ekibi yönetirsin. Bu haliyle etkin bir öğrenci kulübü, iş hayatının küçük bir simülasyonudur. Burada yaptığınız hatalar, size kendinizi geliştirmek için bir fırsat verir. İş hayatında yaptığınız hatalar ise çoğu zaman başarısızlık olarak size geri döner.

3. Sektörel görgü ve bilgi
İş görüşmelerinde bizi öne çıkaracak bir bilgi de sektör ve o şirket hakkında bildiklerimizdir. Çalışmak istediğimiz firma ve onun yer aldığı sektör hakkında hiçbir fikrimizin olmaması, bizi işverenin gözünde pek hoş göstermez. Öğrencilik yıllarında çalışmak istediğimiz sektörler hakkında bilgi sahibi olmak, hangi firmanın ne ürettiğini bilmek bizlere avantaj sağlar. Bunu yapabilmenin tek yolu seminer, panel, fuar gibi teknik etkinlikleri takip etmektir. Bu gibi etkinliklerin bir diğer avantajı ise, mühendislik anlamında gerçekte ne olup bittiğini, nelerin uygulandığını bizlere göstermesidir. Sonuçta, okulda gördüğümüz müfredat yıllardır değişmiyor. Ohm kanunu 150 yıldan fazladır değişmedi. Elektromanyetik alanların oluşumu konusunda yeni bir teori Maxwell’den bu yana gelmedi. Ancak sanayi ve sektör aynı temel esasları kullanmakla birlikte sürekli kendini yeniliyor ve gelişiyor. Bir mühendis olarak bu gelişmeyi zamanında takip etmek bizi farklı kılacak olan noktadır. Aslında herkesin takip etmesi gerekiyor ama biliyoruz ki herkes etmeyecek. En azından bu yazıyı okumamış olanlar…  : )  


                                                                                 
....Alıntıdır....